Olmak ya da olmamak (1) : Üniversite Öğrencisi aslında kimdir?
Akademi ve Üniversite kelimelerinin anlamını ve belki biraz tarihini öğrendikten sonra okumak isteyeceğinizi düşündüğüm bu başlıklandırılmış rehber, elbette bir akıl tutulmasının ( hadi kavak yelleri diyelim) reçetesi olmayacaktır. Madde sayısı belirli bir liste gibi muamele ederseniz, beklediğiniz sonuçları alamayabilirsiniz. Daha çok bir yaşam stili veya bir bakış açısı rehberi demek daha doğru.
Sizi üniversiteli olmayanlardan ayıracak bu yazı dizisinden sonra içinizdeki değişimi farketmeniz için bir olanak hissederseniz ya da bir vicdan azabı taşımaya başlarsanız, aksiyona geçmeye hazır olduğunuzu varsayabilir miyim?
Hadi heyecandan delirmeden başlayalım . ( İçinde gelişim ateşi yanan birinin, dimağındaki alevlerin, kıvılcıma dönüşüp bulunduğu yeri yakması an meselesidir) *gülümseyerek*
Üniversite öğrencisi kimdir?
Bilimin ve Sanatın temellerinin farkına varandır.
Üniversite ve akademinin tanımını ve yakın tarihini öğrendiğinize göre bilimsel ve düşünsel bir ortam ve süreçte, bulunmanızın hakkını vermeye hazırsınız demektir. (Değil misiniz? Biraz geçmiş eğitiminizi ve yaşam amaçlarınızı kurcalayın.Niye üniversiteye gidiyor ya da gitmeyi hedefliyorsunuz, niye buraya 4 yılınızı verdiniz?)
Tek başına “Bilim”, hakikati aramada size yüksek bir bilgiler sistemi sunar. Fakat ruhunuzu da bu bilim serüvenine ortak edip daha fazla keyif almak ve belki de zaman zaman ağır rasyonelliği rahatlatmak ve resim gibi boyamak için “Sanat” ile bağlarınızı kuvvetlendirmenin tam sırası.
Mezun olduktan sonra ise sizden beklenen mesleki olarak bir “yapabilirlik” ünvanı veya diplomasının yanında, bilimsel düşünebilme yetisini kazanmış olmanızdır. Eğitim sürecinizde üniversite, yaklaşık olarak bu nedenler için tasarlanmıştır.
Merak duygusu ve araştırma alışkanlığı taşıyandır.
Bilimsel düşünebilmek için gözlemlemek, bilgiler arasında seçim yapmak, son bilgilere ulaşmak ve yine bilgiler arasında ilişkiler kurmak gerekiyor.
Tüm bunları yapabilmek için ders gördüğünüz tüm konular ve çerçevesinde ki alt/yan ve ilişkili alanlarda araştırabilmeli ve literatür incelemesi yapmayı istemelisiniz.
Bu istek kendi kendine oluşmamışsa inanın bunu şimdi oluşturmanız üniversite yaşamınız için daha hayırlı ve verimli olacaktır.
Zira aslında sizlerin her ders için haftalık uğraşmanız gereken iş yükünüz (eğitim programınız tasarlanırken sizin o dersi çalışmanız için eğitim uzman ve idarecilerinin hesaplayıp belirlediği süre) sandığınızın çok daha üstündedir ve bunu tamamlayabilmeniz, sadece ders dinleyip, not alıp, kitabı satın almanızla mümkün olmaz.
Bunları yaptığınızda vasat bir üniversite öğrencisi olmaktan öteye gidemezsiniz.
Temel eksikliklerini kapatandır.
Tüm bu bilim farkındalığı ve inceleme alışkanlığı gelişirken kendi eksikliklerinizle karşılaşacaksınız.
Eğitim yaşamınızda zaten vasat durumda olabilir veya öğrenmeden geldiğiniz yılların sıkıntısını halihazırda çekiyor olabilirsiniz.
Mesela matematiğinizin asla okuldaki o üç ders için yetmeyeceğini, İngilizce’nizin o mesleki dil dersi için tatminkar olmadığını, hatta Türkçe dil ve anlam bilginizin bile temel fikir oluşturma ve kompozisyon/klasik sınav sorusu cevaplamak/yazmak için yeterli olmadığını farkettiğinizde sabırla sindirmeli ve gerekiyorsa eğitim/kurs almalı, gerekiyorsa kendinizi yetiştirmelisiniz (Bu kısım biraz zordur, lütfen kendimi yetiştiriyorum diye iki kitap alıp başucunuza koymayın, daha farklı bakış açılarını araştırın)
Düşünendir.
Yaşamı tek başına bir öğrenme ve okuma süreci olarak yürütemezsiniz. Bolca aktivite ve etkinliklere katılacak, sosyal ortamlara girecek, temel ihtiyaçlarınızı karşılayacak ve günlük yaşam deneyimleriyle her yönünü tadıyor olacaksınız fakat günlük olayları yaşarken, yaşamınız ilerlerken, düşünmeyi unutmayın. Durup mutlaka düşünün, her olayı/oluşu önünüze geldiği gibi yaşayamazsınız. Yaşam biraz da seçimlerden ibarettir, bunları yapmak için düşünerek seçmek gerekir.
Biraz da felsefe öğrenmek gerek belki de. Aklımızdan her geçirdiğimize düşünme veya felsefe mi diyoruz?
Amacını ve yolunu önceden bilip keşfedendir.
Tüm bu düşünüşlerin ilk adımı bir amaç ortaya koymak olacaktır şüphesiz.
Bir ikinci mesele de o amaca nasıl ve nereden gideceğinizi belirlemek. Eğer gidiş yollarını bilmeden ve tartmadan yola çıkıyorsanız amacınıza ulaşma ihtimalinizi %50 azaltırsınız.
Okuyan ve özellikle Kitap Okuyandır.
Kişisel gelişim kitaplarını sınırlı miktarda ama mutlaka okumalı, gezi kitabı, roman ve ders kitaplarını okumanın, bu alışkanlığı kazanmanın bir yolunu mutlaka bulmalısınız.
En bilimsel kaynaklar, en doğru bilgiler, en harika özetler, en rafine yaklaşımlar henüz daha videolara ve youtube’a aktarılmadı ve sesli kitap olmadı, robot öğretmenlere depolanmadı.
Okumanın algılamanız üzerine faydalarına inanamazsınız. Bu da cabası.
İngilizce mutlaka öğrenendir, olmadı yabancı diller bilendir.
Yabancı dilde dünyanın çok konuştuğu bir dili öğrenmek eğitim kariyerinize çok ekleyecektir. “Bir lisan, ek bir insan” ,”Bir lisan, milyon yeni insanla iletişim olasılığı”.
Anlamak+Okumak+Yazmak+Konuşmak dörtlüsüyle gerçekleştiremezseniz neler olabilir? (Listening,speaking,reading,grammar değil başka birşey)
1)Türkiye’de iş olanaklarınızı daraltırsınız.
2) Türkiye’de iyi kurumlarda çalışma olasılığınızı ve iyi kazanç ihtimalinizi azaltırsınız.
3) Dünya endüstrisinde yer alma şansınızı azaltırsınız.
4) Dünya insanı, dünya vatandaşı olarak dünyayı algılayamaz, gelişemez, kendinizi lokal sınırlılıklarda tamamlayabilirsiniz.
5) Bilimsel literatürü takip edemeyeceğiniz için bilginizi ve araştırmalarınızı sınırlı bırakma olasılığınız yüksek.
ve daha birçok neden var tabi buraya sığdıramayacağımız…
Güncel Dijital dile ve Kodlama temellerine vakıftır.
Dünya vatandaşı olmak artık dijital dili konuşmak ve anlamaktan geçiyor. Bunun bir kısmı güncel elektronik cihazları kullanmak ve çalışma mekanizmalarını, bilgisayarlı işleme prensiplerini kavrayabilmekten geçiyor.
Elbette günlük kullanımın dışında sizin kendi mesleğiniz için kullanmanız gereken ek yazılımlar, cihazlar ve pratikler de olacak.
Kodlama öğrenmek ise o elektronik aracı kullanım bilginize hakimiyet arttırmasının yanında sizin matematiksel düşünme becerinizi ve tasarım becerinizi arttıracak, algoritmaları anlamanızı sağlayacak.
Bir bilgisayar programcısı kadar derin kod bilgisine sahip olmadan temel olarak yapılanların esaslarına vakıf olacak kadar öğrenmek farkında olmasanız da bugün artık gerekli. 30’lu yaşlarınızda bunu yaptığınız için kendinize teşekkür edeceksiniz (2029’da)
Tasarım bilgisi edinendir.
İnsanın yaşadığı çevreye uyum getirmek için, planlı olarak izlenecek yol ve işlemlerin biraraya gelmesinden oluşan, aynı zamanda bu oluşumun zihinde canlandırılan halinin ilk taslağı ve uygulamaya dökülmüş hali diyebiliriz; “Tasarım” kavramının genel anlamına.
Nesne açısından ise tasarım süreci önceden algılananın değiştirilmesi ve bilinçteki değişim sonrası ortaya çıkan hali olarak nitelendirilebilir. Elbette kelime anlamına göre bir tasarım akılsal olarak da var olabilir. Yani tasarı bazen kafanızındakidir. (Lütfen tasarımlarınızı aklınızda saklamaya çalışmayın, bir süre sonra belleğiniz bu yükü kaldıramaz ve siler, lütfen biran önce çizin ve yazın, kaydedin. Üretime veya planlama kaydına geçmeyen tasarıların değeri nedir sizce?)
Dolayısıyla tasarlama bilgisi; 1)planlamayla 2) belirli yöntemlerle (örneğin bilimsel olarak da bilinen) 3)işlem sırasıyla 4) taslak nesnenin ortaya koyulmasıyla ilgili düşünüş ve oluşlardır.
Yazının ikinci bölümü pek yakında buradan okuyabilirsiniz fakat içinizdeki amaçlarınıza ulaşamamışlık, engeller, ekonomik sistemin problemleri ve yaşadığımız coğrafyanın zorluklarından kaynaklanan eleştirilerinize katıldığımı bilmenizi isterim.
Mesele sizin bu engellere rağmen yerinizi almak için bilinçlenmeniz ve bilgilenmeniz. Bu fikirlere küsmek darılmak yok, kendinizi bunaltmadan bunları ölçülü bir şekilde ele alabilirsiniz.
Yaşam ormanına hoş geldiniz!