[Öne çıkan görsel: Rodney Matthews]
İdealize ettiğimiz ile mevcut durum/durumumuz arasında akıl karmaşası yaşamak, bazen haklı olarak çok zor içinden çıkılabilen, başkaları için de çok yanıltıcı bir duruma dönüşebiliyor.
Öğrencilerim için tehlikesi büyük. Çünkü bu durum ergenlik ve ilk gençlikte sinsi ilerleyip geç yaşlara kadar kişilik ve sonra da karakter özelliğine dönüşebiliyor.
Öncelikle bahsettiğim insan türünü bir tanımlayalım. Bu insanlarda kendi yaptıkları hakkında idealize ettikleri ile ortaya koydukları işler yani yaptıklarının aynı olduğu yanılsaması oluyor; sonucunda da ortaya çıkan olaylar, kişinin yakınına girdiğinizde karşılaştığınız davranışlar ve yaşadıklarınız meseleyi çok açık ve net ortaya koyuyor.
Bu olgu, elbette ki bunu kalıba/karaktere sahip kişilerin davranışlarıyla karakterize edilebilir. Şimdi bu tür insanlara örnek vermeye çalışalım. Mesela kendini bir konuda “iyi” veya profesyonel olarak “uzman”, ya da kendisini herkesin “müdür”ü sananlar ve değerlendiren tiplerine çok rastlarsınız. Düşüncelerinin diğer bir yüzünde ise sahip oldukları somut başarmışlıkların gerçeğinden, çok daha iyi durumda olduklarını bahane etme yaklaşımı gözlemleniyor.
Kendi iç dünyasındaki düşünceler veya dış etkilerle gerçek dünyada tatmin edemediği güdü ve ihtiyaçlarını hayal dünyasında gerçekleştirmiş olan bu tipler, özellikle fitness salonlarında çok gördüğümüz -olmayan kanat kasları varmış gibi kolları açık yürüyen- modelle kendini idealize eden tipin ta kendisi, hatta model olarak aynısı. (Bu olgu kas geliştirme ile türevleri veya bodybuilding ile uğraşan insanların bildiği gibi gerçekten büyümüş lateral kaslara sahip olmaktan ötürü veya pozlamadan kaynaklanan değil, bunun taklit edildiği durumlar için kullanılmaktadır.)
İdealindeki düşünceyle gerçek olanı ayırt edemeyen arkadaşların karakteristik özellikleri:
- Kendilerini çok önemli görürler, başkalarının kendilerini kıskandıklarını sanırlar, kendilerini çok önemli gördükleri için empati yoksunu olurlar. Bu empati yoksunluğu yanında bir de dayanaksızca empati veya iletişim becerilerini yüksek sanırlar. Bu da onların en büyük yanılgılarıdır.
- Güçlü beğenilme ihtiyacı buna bağlı sürekli kendini ve yaptıklarını anlatma.
- Aslında yaşamadığı deneyimleri olmuş gibi tasvir etme. Örneğin bir yerden okunan veya duyulan bir konuyu hiç düşünce süzgecinden geçirmeden ya da okuduklarını araştırmanın doğasını tanımadan yapılan muhabbetler, yorumlar ortaya atılan fikirler.
- Bununla birlikte sıklıkla etiketçi davrandıklarını görebilirsiniz, örneğin hiç yata binmedikleri halde en güzel yat kıyafetleri veya deniz kulüplerinin tişortlarını giyip o yaşama sahip olduğuna inanmak gibi. Bir de bunu yaşayanlar veya özenenler var aman onlarla karışmasın çünkü bu tip ile onların alakası yok.
- Kendini yetersiz ve değersiz hissetmeleri onlara değerlerini ne pahasına olursa olsun ispatlamak gerekliliğini yaşatır ve sonucu olarak üst seviyedeki başarıları ve asla yapamadıkları işleri “yaptım” demek durumuna getirir. Gerçeği değiştirerek anlatabilirler.
- İçgüdülerini tatmin edemeyen halleri vardır, hep yeni arayıştadırlar, en iyiyi alsalar bile.Mesela ortalamanın üstünde bir arabaları vardır ya da muhteşem bir tatile çıkmışlardır ama onların gözü hep daha büyüyüğünde ve kendilerine göre daha iyi olandadır. Sağlıksız mükemmeliyetçi karaktere süper örnektir.
- Yapıcı değerlendirmelere ve kritik edilmeye tahammülsüzlük. Şimdi bu insanımız kendini çok önemli gördüğü, yaptıklarını da çok önemli ve en doğru bulduğu için, yaptıkları hakkında kendi düşüncesi dışında bir değerlendirme getirdiğinizde genelde mantıksız, mesnetsiz ya da soyut tepki ve cevaplar vererek çok güçlü ve mantıklı argümanların yanına bile yaklaşmaz. Yaklaşamamak bir yana daha da tepki göstererek yapıcı bu yaklaşımlara olumsuz ve/veya sağlıksız tepkiler vermeyi tercih eder.
- Yadsıma. Başkalarının sahip olduğu iyi özellikler, beceriler, nesneler onları alenen rahatsız eder, bu sebeple derhal karşılaştıkları bu durumları yok sayma yaklaşımı altında tavırlar sergilerler.
- Kendine güvensizlik: Tabi ki buzdağının bu üst katmanının yanında altlara inip sohbet edebilirseniz ya da samimileşebilirseniz ciddi kendine güvensizlik belirtileri olduğunu görürsünüz.
- Derin birtakım depresyon hallerine denk gelinebilir çünkü bu tiptekilerden bazılarının içlerinde bir taraf, her gün yadsıdıkları diğer olay ve insanların içten içe farkındadır ve ezilen egoları ve sezdikleri kadarıyla sürekli kendilerini üste atmaya çalışmaktan zaman zaman yorgun düşer veya ufaktan bu durumu farketmeye başladıklarından bozulur, modları düşer veya bazen de derin üzüntüler yaşarlar.
Peki eğer sizde de bu özelliklerin biri veya birkaçı varsa nasıl çözebilirsiniz?
Rehberliğimdeki temel bakış açım: Kendinizi gerçek bir farkındalık terazisinde uzun süre tartın ve dış gözlerden destek alın. Daha sonra bu kendinin farkında olma refleksi kişilikle bütünleşince oldukça ölçülü bir yaşam bakışı kazanıldığından ister istemez kendi eksik ve fazlalarını doğru tartan birey, alter egoya (olmayan kanat “badicisi” -bodybuilder- sendromuna) yenilmez ve yönetebilir hale gelebilmekte. Ek olarak farklı uzmanların , psikiyatrist ve psikolog arkadaşların görüşünü almakta fayda görmekteyim.
Alice Harikalar Diyarında isimli edebi eseri hepiniz bilirsiniz, muhteşem yaratıcı bir dünya vardır ama bir hayal dünyası betimlenir ve maceralarla bizi mantık labirentine alır. Peki ya Alice tamamen hayal olan bir diyarda kurduğu benlik algısını tüm gerçekliğine taşıdığı yukarıdaki gibi bir insan olsaydı nasıl bir roman olurdu dersiniz? ….
Akılla ve gerçekle Kalın !